Karşımızda müzisyen kimliğiyle Spike Lee


Amerikan sinemasına renk veren Afrikalı - Amerikalı usta yönetmen Spike Lee , 14. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ne Terence Blanchard ve Patti Austin ile katılıyor Spike Lee der demez çoğu kişinin aklına “Malcolm X ” başta olmak üzere filmleri gelir. Oysa cazcı bir babanın oğlu olan Spike Lee’nin koltuğunda müzisyenlik karpuzu da var. Lee, günümüzün en iyi trompetçilerinden biri olan, 2005 En İyi Enstrümantal Caz Albümü Grammy Ödüllü Terence Blanchard ve Beşlisi ile birlikte, Blanchard’ın “Jungle Fever”, “Malcolm X”, “25. Saat / 25th Hour” ve “Inside Man” adlı filmleri için yaptığı besteleri seslendirmek üzere İstanbul’a geliyor. New York, Chicago ve Londra’da büyük ilgi gören “The Movie Music Of Spike Lee & Terence Blanchard” projesi, Lee’nin sekiz filminden görüntüler eşliğinde bir konserden oluşuyor. 17 Temmuz Salı akşamı saat 22.00’de Sepetçiler Kasrı’nda verilecek konserde, Hakan Şensoy yönetimindeki 20 kişilik İstanbul Oda Orkestrası da çalacak. Projenin sürprizleri bu kadarla bitmiyor. Caz şarkıcısı Patti Austin; soul, R&B dallarının yeni seslerinden Bilal ve Hill St. Soul da solist olarak konsere katılıyor. Etkinlikle ilgili detaylı bilgi için TIKLAYIN! Kışkırtmaktan çekinmedi Spike Lee, Amerikan sineması tarihindeki en etkili Afrikalı - Amerikalı yönetmen. Bir göçmen mahallesinde çıkan siyah - beyaz çatışmasını ele alan “Doğruyu Seç / Do The Right Thing” ve Müslüman Kardeşler’in suikasta kurban giden lideri Malcolm X’in yaşamöyküsünü anlatan filmi başta olmak üzere siyasi içerikli yapımlarıyla dikkat çekti. Amerikan sinemasının ırkçılığını eleştiren ve sinemayı siyah bakış açısından yorumlayan ilk yönetmen olan Oscar Micheaux ile kıyaslanan Lee, ondan bu yana toplum üzerinde en etkili Afrikalı - Amerikalı yönetmen sayılır. Tavır almaktan ve kışkırtmaktan çekinmeyen Spike Lee, kariyerini lanse eden “Doğruyu Seç”in hemen ardından “Mo’ Better Blues” adlı çok sevilen romantik filmini çekti. Lee, bu filmde trompetiyle kızlar arasında kalan bir delikanlının caz dolu öyküsünü anlattı. Filmin, yönetmenin gençlik günlerinden izler taşıdığı söylenegeldi. Kaynak: e-kolay.net/Sinema